Sunday, October 4, 2015

Ailenin Mutluluğu;Erken Çocukluk Evresi mi? Ergen Çocukluk mu?

'Ergenlik çağı' içindeki çocuklar deyince ailelerin ilk refleksi nedense olumsuz bilinçaltı hortlamaları olmaktadır. Bu durum genellikle ebeveynin ergen dönemdeki davranış modellerine karşı muhatap olunacak davranış formasyonunun yetersizliğini yaşamasından kaynaklıdır.

Çocukların bedensel ve ruhsal gelişimlerinin bir parçası olan ergen döneminin yürümeye yeni başlayan çocuğumuzdaki değişme evrelerinden biri gibi olduğu unutulmamalıdır. Zira bir bebeğin yürümeye yeni başlarken sarfettiği çaba esnasındaki 'bedensel tutunma' ihtiyacı ne ise ergenlik basamaklarındaki çocuğunuzun 'duygusal tutunma' ihtiyacı da o kadardır. Eksik olan tarafımız çocuğun çocukluk evresindeki bebeklik tutunmasına ailecek karşılık verilirken ergenlik evresinde gençlik tutunması ihtiyacını 'onu biraz yalnız bırakalım' çaresizliği ile başbaşa bırakmamızdır.

Hemen hemen her ailenin bildiği gibi geçici bir devre olan ergen psikolojisini doğru yorumlayarak hasarsız davranış kazanımlarıyla atlatmakta fayda var. Nitekim ergen psikolojisi her ne kadar bedensel değişimlerin adı olsa da esasında ruhsal varyantların arasında dolaşmaktadır.

Aileler çocuklarının her yaş değişimi evresine karşılık bulacak sağlam davranış modellerini ev ortamına yansıtmışsa ergenlik paradoksu ebeveyn için sorun olmaktan çıkar.   

Geleneksel aile kültürümüz çerçevesinde ebeveyn çocuklarına eşsiz bir aile prototipi sunuyorsa , sıla-i rahim geleneğini sürdüyorsa , evdeki bireylerin mutluluk sinerjisi madde odaklı değil de birlikte olmaktan geliyorsa , haftada bir aile içi meşveret yapılıyorsa , inanç sorumlulukları tam yerine getiriliyorsa ve evdeki her bir çocuk duygusal yoksunluk yaşamıyorsa o hanede problemli bir ergen değil yetişkinliğe adım atıp statü itibariyle sizi onurlandıracak beyefendi bir fert var demektir artık. Bu tarz bir aile yapısından 'sorunlu' bir çocuk değil 'sorumlu' bir evlad ortaya çıkar.

Çocukların maddi olarak tatmin edilerek ihtiyaçlarını karşıladığı zanneden günümüz aileleri unutmamalı ki evladlarınızla güçlü bir bağ, duygu dili ile kazanılır. Bu rabıta elde edilmemişse ergen dönemin en sıkıntılı boşluğu olan 'sevgi' ihtiyacı dışarıda aranarak doldurulmaya gayret edilir. Duygusal mahrumiyeti yaşayan çocuğunuzun sorunlarını, ergen psikolojisinin klişe olan problemli kısmına yüklerseniz davranışlardaki dalgalanmaları tedavi edemezsiniz. Çocuğun yaşının ilerlemesini sorunlu beklemekten ziyade anne-babanın atacağı adımlar ehem arzetmektedir. Bu nokta-i nazarla ergen çağındaki çocuğunuzun alan hakimiyeti kurmaktaki adımlarını sertlikle veya vurdumduymazlıkla çözemezsiniz. Sizler geçici olan dönem içerisinde evladınıza duygusal yoksunluğu yaşamasına fırsat vermeden ve anne-baba rolünü bırakmadan bir davranış modelini çizmişseniz süreç yönetiminiz daha sağlıklı ilerleyecektir.Zira aile içinde duygu mahrumiyeti ve güven bunalımı yaşayan bir çocuk, bu eksiklikleri dışarıda arayıp bulacak ve emin olun boş kalmayacaktır. Hoyratça arayışlar ise çocuğunuzu tatmin etmekten ziyade psikolojik sıkıntılara gebe bıraktıracak bir  hale getirecektir. Evladınızı bu süreçte 'duygu dilencisi' haline getirmeyin.

Anne babanın kontak kurmakta zorlandığı ergen çocuk döneminde erken zorlantılar ve baskıcı davranışlar sergilemesi çözümden ziyade kalıcı hasarlar meydana getirebilmektedir. İki taş arasındaki sabun gibi düşünürseniz , bir gün gelir o sabun yerinden fırtlamaktan imtina etmez. Yeni gelişim ve değişim statüsünü kavramaya çalışan çocuk ailesinden anlayış beklerken ebeveyn sabırla ve aşama aşama ilgi-alaka irtibatını sürdürebilmelidir.   

Bugünün ailesini aşan ergen yaş evresinde en sağlam adımlar üçüncü bir çevrenin sağlıklı bir şekilde devreye sokulmasıdır. Ebeveyn mutlaka  milli-manevi değerlere sahip mefkuresi olan bireylerle çocuğunu tanıştırmalı ve samimiyet kurmasını sağlamalı ki yetişkinliğe adım atan gencecik çocuklar toplumda savrulup gitmesin.

Çocuğunuz aile ve çevresi itibari ideali olan insanlarla muhatap kılınmış ise problemi sıfıra indirgemişsiniz demektir. Ebeveyn unutmamalı ki bu geçici evre 22 yaşında son bulur. 

Ergen yaştaki çocuğunuza onun yürümek için ilk adım atmaya başladığı zaman diliminde hissettiğiniz duygularla bakmayı kaç sene öncesine bıraktınız acaba!

0 comments: