Sunday, September 6, 2015

'Evrensel Dil; Tebessüm'

Mevlananın hoşgörüsü , Yunus'un sevgi anlayışı ile sulanmış bu toprakların evladları olarak yaşadığımız asırda çocuklarımıza azıkları eksiksiz tam bir hayat gemisi hazırlama mecburiyetimiz bulunmaktadır.Azığa muhatap olacak neslin kimyasını çok iyi bileceksin ki ortaya koyacağın formasyon da o denli etkili olsun.

İnsan duygu mahluku, his yaratığıdır. Bu özelliğini ihmal ederseniz,toplum mağazalardaki soğuk vitrinlere döner. His varlığı insanın ortak iletişim vesilesi tebessüm etmektir. Gülümsemek sözel olmadan ittifak oluşturmanın beden dilidir. Hislerinin tercümanı olan gülmeyi unutan toplumlar ağlamaya mahkumdur.Sadece insana ait bir refleks olan tebessüm etme eylemini esirgeyen beşerin, gönül kapısının zili yok demektir.Zira tebessüm, evrensel bir dildir.

Bilimsel açıdan baktığımızda insan,  gülümsemek için yüzündeki 17 kası kullanırken kaş çatmak için 43 kası hareket ettirmek zorunda kalmaktadır.Yüzü ekşi bir toplumda insanların yüzlerine estetik yaptırmak için lazer tedavi yöntemleri veya botoks peşinde koşmalarının sırrı da bundandır.Anne babanın veya öğretmenlerin çocuklarımıza  'yüz vermeyelim ki  şımarmasın' diyerek sevgi fakiri oluşturduğumuz nesli nereye sürüklediğimizi müzakere etmeliyiz.Unutulmamalı ki yüz vermeyen, yüz germeye matuf  estetik arayışı  çabasından öteye gitmez. Sonuçta bir dönem gelir de yüz hatlarına ahenk katan gülmeyi arkada bırakıp giden bir hayatta, duyguların ve hislerinin bloke olduğunu görürsün.
İnsanın ne kadar yaşadığından çok, yaşarken ne hissettiği daha önemlidir.Zira bir çınar ağacı 600 sene yaşar da hiçbir şey hissetmez. Beşerin gönül şulesinden güzellik doğar, akıl süzgecinden fesat çıkar.İnsanı sadece patolojik bir varlık olarak addederek eğitim sistemi oluşturma gayreti, insanda mevcut olan kemal hususiyetlerin ihmali anlamına gelir.Nitekim insanı güçlü yapan, yediklerinden ziyade hazmettikleridir.

0 comments: