“Adamın biri
kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış. Lambayı kumların içinden
çıkararak;
'Niye olmasın
belki bunun içinden cin çıkar' deyip
ovalamış. Gerçekten de koca bir cin
çıkmış lambadan. Adam çok şaşırmış, cin başlamış konuşmaya;
'Tamam tamam,
beni lambadan kurtardın anladık. Bu ay içinde dördüncü çıkarılışım amma yapacak
birşey yok. Sadece bir dilek hakkın var unutma'.
Adam oturmuş ve
bir süre düşünmüş ;
'Her zaman
Hawai'ye gitmek istedim ama deniz beni çok kötü tutar, uçaktan da korkarım. Benim
için bir köprü yap, böylece arabayla oraya gidebileyim' demiş.
Cin gülmüş ve;
'Bu imkansız. Bu
işin lojistiğini bir düşün! Köprünün ayakları nasıl Pasifik Okyanusun'un dibine
ulaşabilir? Ne kadar beton ve ne kadar çelik gerektiğini bir düşün. Sen en
iyisi başka bir dilek düşün' demiş.
Adam bu sefer
başka bir dilek sunmuş cine;
'Ben bu insanları
hiç anlamıyorum. Kendime dost seçiyorum, çok bağlanıyorum, bir zaman sonra
selamı kesiyorlar. Birini çok seviyorum, ben severken sevmez oluyor. Birine
güveniyorum daha sonra beni düşman sanıyor. Kime meramımı anlatsam beni ya
anlamıyor, ya da yanlış anlıyor. Bana insanları tanımanın yolunu öğret.'
Bu istek üzerine
cin şöyle cevap verir;
'Köprü iki şeritli mi olsun, dört şeritli mi ? J
'Köprü iki şeritli mi olsun, dört şeritli mi ? J
Kâmil manada
insan yetiştirmek için de insanın mâhiyetinden haberdar olunmalı. İnsan,
düşünme eyleminin öznesidir. İnsanın bu ayırt edici özelliği, onun varlık
koşullarını da belirlemektedir. İnsanın evrendeki varlığı onun bilgi serüveni
ile anlam kazanmaktadır. Bu nokta-i nazarla insanın mahiyetine de bakacak
olursanız, insan bir nüsha-i câmiadır. Gören gözler için her yeşil ağacın
yaprağı bir sahife ise, okumasını bilen için de her insan bir kitaptır. Ağacı
çeğirdeğe hülasalayan Allah, kâinatı da insana hülasalandırmıştır. İnsanı
diksen kâinat çıkar, kâinatı diksen insan çıkar yani.
Bu kadar geniş çerçevede değerlendirilmesi gereken insanın tâlim ve terbiyesinde çocuğumuzun derinliğinden bîhaber miyiz acaba? Nice yetenekleri bünyesinde barındıran evladımızı bir kaç dersin notu ile değerlendirmek yanlış olsa gerektir. Farkındalık kuşağında kaçırmamamız gereken nice süreçleri unutmayarak çocuklarımıza haksızlık etmeyelim.
0 comments:
Post a Comment