Thursday, January 19, 2017

Hâl Dili...

Hal Dili
Hal Dili
Su, girdiği kabın şeklini alır. Öğrencinin devletle olan ilk münasebetinin gerçekleştiği okul ortamında, öğrenciye idealize edeceği zeminler oluşturma mecburiyetindeyiz. Bu zemin de  kâl dili olan öğretim formatının dışına çıkılarak, hâl dili olan eğitim formatları üzerinde sergilenecek gayretlerle sonuç bulacaktır. Çünkü nesil yetiştirmede önder vazife alan 'muvazzaf öğretmenler', tâlim ve terbiyedeki nakış izlerinin, şahıslarındaki nakkaş ufkuyla dantelalandığını idrakten çıkarmamalıdır.
Gırtlak ağalı yaparak sözün tesiriyeti kesbetmez. Sesin yüksek olması birşey ifade etmez ama, sözün yüksekliği muhatap adına çok şey ifade eder. Zira ağacın yapraklarını büyüten gökgürültüsü değil yağmurlardır.
Bir buğday bir ağaç kadar sümbüllenemeyeceğinden dolayı tâlim ve terbiyede de muhatap olduğumuz evladlarımızın fıtrat ve tabiatına göre bir kelam kullanmalı ki hakiki gayeye nigehban olunabilsin. Yoksa mahsul gayeli bir toprak zemininde çekirdekleri çürütürüz de bîhaber hayatımıza devam ederiz.

Eğitimde de hâl dilidir önemli olan. Söz, söyleyenin soluğundan anlaşılır. Sarımsak kokulu nefesimizle misk kokusundan bahsediyorsak nâ-hal bir dile sahibiz demektir. Bu sebeple ruhumuza ait olmayan hiçbir sesi seslendirmeyelim, tabiatımız haline gelmeyen hiçbir sözü ifade etmeyelim ve insanın nöronlarına kadar kalıcı iz bırakmak için söylenenlerin slogandan çıkıp yaşantımıza dair aksetmesi için efor harcayalım. 
Unutulmamalı ki çocuklarımız donmamış betona benzerler, üzerlerine ne düşerse izi kalır.

0 comments: