Saturday, December 31, 2016

Güz Gülleri Gibi Olan Toplum!

İnsanların ikbal düşüncelerini sadece maddi boyutla ele almaları gösteriyor ki güz gülleri gibi olan toplum, hala bugünün rüzgarlarının tesiri altında kalmış ve maalesef hazırlıksız.
İnsanımız güneşi, ceketinin astarında kaybetmiş ve markalaşmaya dem tutmuş. Gâye-i hayal addettiğimiz mefkurelerimizin yerlerinde araba, ev ve rezidanslar esmekte. Günümüz insanlarının açlığı, midesinden daha büyük arz-ı endam etmekte. Bizler 800 sene önce Harran Üniversitesinde atomun parçacıkları ile meşgul iken,batı yerlerde idi. Böyle bir medeniyetin vârisleri olarak ufkumuzda dünyanın kesif haline talip olmayı medar-ı iftihar addediyorsak talihimize ağlayalım.

Ruhun ebediyete, cesedin dünya lezzetlerine talip. Ruh lokomotif ise beden ona vagon olacaktır. Lokomotifin hızı ne ise vagonun hızı da ona göre olur. Bu yaratılış kimyandaki hususiyet, diğer mahlukata fark attığın bir nitelik. Duygu eğitimi, ruh eğitimi, mana eğitimi yerinde verilecek ki insanların vizyonunda hep dünyanın deniyyeti olmasın. İç alemindeki keşfe medar adımlar insana mesafe aldıracaktır. 
İdeallere bağlanmak değer üretir. İdealleri olmayanlar değer üretemeyeceğinden dolayı da dışa vuruşları alay endeksli safsatalar olacaktır. Alay eden insanlar değerlilik ölçülerini kaybettiğinden kendilerini rasyonel diye tarif ederler. Bilinmeli ki değer ölçüleri olmayan rasyonellik ile ancak görünenler üzerinden ölçme ve biçmeye başlarız.

0 comments: